30 Ocak 2013 Çarşamba

Tacikistan

Tacikistan’a şu ana kadar bir defa seyahat ettim.  Duşanbe ve Hujand’a Mayıs 2009’da gittim.  Tacikistan Orta Asya’nın en fakir ülkelerindendir.  Kazakistan, Türkmenistan gibi zengin enerji kaynakları yoktur.  Afganistan’a sınırı var ve güvenlik açısından nispeten riskli olarak nitelendirilir.  Altyapı SSCB döneminden sonra pek değişmemiş.  Genel olarak Duşanbe, Hujand gibi önde gelen şehirleri güvenli ve sakin ancak araba ile şehirlerarası seyahati veya şehir dışına çıkmayı kesinlikle riskli sayıyorlar.  Uyarılardan bir tanesi de “kaçırılma riski”.  İşadamlarının fidye talebi ile kaçırılabileceği belirtiliyor.  Dolayısı ile seyahetlerde şehir dışına çıkmamakta fayda var.  Şehirlerarası seyahatleri de uçak ile yapmanız önerilir.

Ben 2008’de bir seyahat planlamış ancak iptal etmiştim.  O dönemde Tacikistan’da ciddi bir enerji problemi olduğunu duymuştum.  Hatta Duşanbe’de bombalı birkaç saldırı olmuştu.  Bölgeyi nispeten iyi tanıyan bir arkadaşıma o dönemde güvenlik sorunu var mı diye sormuşum.  Cevabı kısaca “kesinlikle yok, ama başka bir şey de yok, ülkede para kıt, turistik gezi olur gidersen” demişti.  Ben de ertelemiştim.

Duşanbe, Farsça Perşembe anlamına geliyor, Tacikistan’ın başkenti.  Ancak tarihi olarak İpek Yolu üzerinde yer alan şehirlerden bir olan Hujand, sanayi ve ticaret olarak daha gelişmiş.  Özbek sınırına yakın olan Hujand’da Özbek nüfus oranı Duşanbe’ye göre çok daha fazla.  Tacikler Farsça konuşuyorlar. Bu özellikleri ile diğer Orta Asya ülkelerinden ayrılıyorlar.  Tabi eski bir SSCB üyesi olarak, Rusça son derece yaygın.

Tacikistan’dan dönerken, doğrusu beklediğim kadar fakir bir ülke ile karşılaşmadım.  Diğer eski SSCB şehirlerinden farkı yoktu gördüklerimin.  Ancak diğerlerindeki gelişim ve yeni altyapı da yoktu.  Diğerlerindeki kadar fazla olmasa da, Türk işadamları öncelikle inşaat, daha sonra ticarette aktiflerdi.  Tesadüfen bizden hemen sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve işadamlarını da kapsayacak heyeti, Duşanbe’ye geliyordu.  Türk okulları var.  Ancak Kırgızistan’daki gibi üniversite düzeyinde değil.  Öte yandan ziyaret ettiğim firmalardan üçünde, toplantı yaptıklarımın yakınları, Türkiye’de okuyordu. 

Tacikler gayet nazikler.  Rus orjinli Tacik vatandaşına hemen hemen hiç rastlamadık. Bayanların geleneksel kıyafetleri tercih ettiklerini gözlemledim.  Baylar’da geleneksel şapkaları günlük hayatta kullanıyorlardı. Ülkede doğa çok etkileyici.  Duşanbe’den Hujand’a uçarken çok etkilendim.  Dağlar muhteşemdi.  Tabi bu uçak yolculuğundan ve uçtuğumuz uçaktan da ayrıca bahsetmem lazım.

27 Ocak 2013 Pazar

İran’de Neler Oluyor?

Kısa süre içinde İran'ı ziyaret ettim. Bölgesel dinamiklerin hareketli olduğu bu günlerde, izlenimlerimi sıcağı sıcağına paylaşmak istedim:
Politik Durum:
Amerika’da Başkan Obama ikinci kez seçimleri kazandı. Benİran’da seyahatte iken İsrail’de de seçimler tamamlandı. İran’da ise 2-3 ay içinde seçimler var. Bu seçimler sonrasında Suriye dahil bölgedeki gelişmelere yön verecek aktörler tamamlanacak. Nevruz, yani İran’da yeni yıla sadece 2 ay var. Sonrasında seçimler ile beraber, İran’da da yeni bir dönem başlayacak. Peki bir değişiklik olacak mı? Halk ne çok ümitsiz, ne de çok ümitli. Krizler ve süprizler ile yaşamaya alışmışlar ve herşeye açıklar. Ama kötümser olmak içinde sebepleri var. Sonuçta özellikle son bir sene, İran için kolay bir dönem olmamış.
Ekonomik Durum:
Ekonomik ambargolar ile devletin petrol gelirleri ciddi oranda azalmış. Devletin bütçesi çok olumsuz etkilenmiş. İran parası bir sene içinde %300 devalüasyona uğramış. Devlet kuru ile, serbest piyasa (Pazar) kuru arasında bir uçurum var. Ve sürekli kurda oynaklık gerçekleşiyor. Örneğin dört günlük İran seyahatimizde, resmi banka kuru 1USD=2000IR iken, ilk gün Pazar kuru 1USD=3400 seviyesinden , son gün 1USD=3700’e fırladı. İthalat doğal olarak azalmış. Yerel üretim artmış. Dolar ile alıp, yerel para ile satmak büyük risk. Öte yandan döviz sıkıntısı ithalat işlemlerini de etkilemiş. Zaten finansal ambargolardan dolayı banka kanalları ile hemen hemen işlem yapılamaz durumda.
Devlet ile 20 senedir iş yapan büyük bir İran firmasının yönetim kurulu üyesi, son bir senenin iş hayatında gördüğü en zor sene olduğunu anlattı: “ Her gün masamda yeni bir kriz evrağı duruyor. Problemler çözülmeden üst üste birikiyor. Devlet harcama bütçeleri çok azaldı, kurumlardan ödeme/yeni iş alamıyoruz, o yüzden özel sektöre yöneldik. Ama ithalat yapamaz haldeyiz. Yeni kanunlar ile, gümrükte bir senedir bekleyen mallarımız var”. Bir başka müşterimizden yine gümrüklerde sürekli kanun ve prosedür değişiklikleri meydana geldiğini, dış ticaret işlemlerinin çok zorlaştığını öğrendik.
Sokaktaki Durum:
İran’da hayat şartları kolay değil. Ama sokağa çıktığımda, pazarları gezdiğimde,İran’lılara hayranlık duyuyorum. Öyle canlı ve hayat dolular ki? Sanki tüm bu ambargolar, ekonomik zorluklar, politik belirsizlikler, bazı baskılar yokmuşgibi hayata dört elle sarılıyorlar. Pazarlar canlı, tüccarlar koşturuyor. İnsanlar gece gündüz sokakta. Alışveriş ve ticaret devam ediyor. Ve bir şekilde hayat devam ediyor.
Türk dizileri, tüm çevre ülkelerde olduğu gibi, İran’da da çok popüler. Ancak devlet, Türk dizilerini yayınlayan bir kanalı kapatmış. Sanırım becerebilenler şimdi uydudan veya internetten seyrediyor. Ziyaret ettiğimiz müşterilerdeki bayanlar, mutlaka bu dizilerden bahsediyor, Türkçe bir kaç kelime mırıldanıyor. Muhteşem Yüzyıl en popüler dizi bu aralar yurtdışında. İnternet devlet tarafından kontrol ediliyor. Medya sitelerine giriş engellenmiş, örneğin BBC, Hürriyet, Star TV vs deneyipte giremedeğim sitelerdendi.
İnanılmaz hava Trafiği:
Bu bölgeye sık seyahat eden biri olarak, çok değil, 4-5 sene önce haftada bir veya iki İstanbul-Tahran seferi hatırlıyorum. Tahran’dan döndüğüm gün, sadece THY’nin 4 seferi vardı. Aynı gün 4 sefer, inanılmaz. Uçaklarında tümü dolu neredeyse. THy dışında Iran Air, Mahan Air gibi iran'lı firmaların yanı sıra, Türk özel şirketleri de uçuyor. Sadeceİstanbul-Tahran’da değil. THY Tahran dışında Meşed, İsfahan, Tebriz, Şiraz gibi farklı şehirlere de direk uçuyor. Ankara’dan da seferleri var sanırım. Tabi seyahat edenler İran ağırlıklı ve çoğu İstanbul’u transfer noktası olarak kullanıyor.
Yurtdışındaki İranlılar:
Bir arkadaşım yurtdışında yaşayan İranlıların sayısının 7-8 Milyonu bulduğunu, önemli bir kısmının ABD’de bulunduğunu anlattı. Kanada da ardından geliyormuş. Dubai’de de ciddi bir İran yatırımının olduğundan bahsediliyor. Varlıklıailelerden bir çoğu, Dubai’de emlak yatırımları yapmışlar. Senenin belli bir dönemini de burada geçiriyorlarmış. Tatil amaçlı gidilen ülkelerin başında Türkiye geliyor. Genelde Antalya tercih ediliyor. Son zamanlarda populer olan bir başka ülke de Gürcistan. Tiflise seyahtimde de İran'lı turistlere hizmet veren ofisleri görmüştüm. Sanırım bazı İran'lı öğrenciler de Tiflis'te okuyorlar.