İş seyahatlerinde güvenlik ve sağlık en önde tutulması gereken faktörlerdir. Sonuçta bazı dönemlerde nispeten riskli bölgelere seyahat etmeniz gerekebilir. Bende son dönemde Lübnan'da kaçırılan işadamımızın haberini medyada takip ettikten sonra, bu konuya değinmek ve aşağıdaki anıyı paylaşmak istedim.
Takım
arkadaşımız 5 – 10 Nisan 2010 tarihleri arasında, tek başına Bişkek’e seyahat
planlamıştı. Bir hafta önce
müşterilerimiz ile görüştü.
Randevularını aldı. 5 Nisan’da da
Bişkek’e uçtu. İlk iki gün her şey
normaldi. Her gün konuşuyorduk. 7 Nisan öğle saatlerinde aradı ve halkta
hareketlilik olduğunu, bir araya toplandıklarını söyledi. Hemen programına ara vermesini ve oteline
dönmesini istedik. Aynı anda dönüşünü
ilk uçağa çevirdik (yaklaşık 14 saat sonra havalanacak). Bu arada ben Türk – Kırgız İşadamları Derneği
başkanı ile telefonda görüştüm.
Arkadaşım otel odasından havada uçuşan bazı molotof kokteyllerini
görünce, şehir merkezinde kalmasının sakıncalı olabileceğini düşündük. Bir müşterimiz kendisini ağırlamak üzere,
şehir dışındaki evine çağırdı. Böylece
arkadaşımız olayların meydana geldiği şehir merkezinden uzaklaştı. Ben Bişkek’teki ticari ataşemizi aradım. Kendisini arkadaşımız ile bağlantıya
geçirdim. Olaylar ciddileşti. Gece sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Hava sahası ulaşıma kapatıldığı için THY
seferi iptal oldu. Arkadaşımızda o gece
Bişkekte, müşterimizin evinde konakladı.
Ertesi gün seferlerin yeniden başlaması ile geri döndü (9 Nisan
2010’daki sabah erken seferi ile).
O gece
Bişkek’te ciddi bir yağmalama olduğunu öğrendik. Özellikle Türk marketlerinde büyük zarar
meydana gelmiş. 6 binden fazla bir Türk
yaşadığı tahmin edilen Bişkek’te, vatandaşlarımıza karşı bir olay meydana
gelmemiş. Olaylardan sonra
vatandaşlarımız, Bişkek’te kalmaya devam etti.
Kırgız müşterilerimiz, bu tip olayların her beş senede bir meydana
geldiğini, endişelenecek bir şey olmadığını söylediler. Hakikaten ticaretimizde herhangi bir aksama
olmadı. Müşterilerimiz paralarını her
zamanki gibi gönderdiler, mallarını çektiler.
Hatta Nisan sonundaki İstanbul’daki fuara da planladıkları gibi
geldiler. Devlet başkanı ülkeyi terk
etti, yeni bir Cumhurbaşkanı seçildi.
Bu olayların gerçekleşebileceği ne müşterilerimiz, ne de resmi kurumlar tarafından tahmin ediliyordu. Ama sonuçta bir iş seyahati esnasında gerçekleşti. Olayın pozitif tarafı, bu gibi durumlarda Türk Büyükelçiliği, eski zamanlara oranla çok daha aktif: Kriz masaları kuruluyor, vatandaşlar için destek telefonları yayınlanıyor, vs.