23 Eylül 2012 Pazar

Kırgızistan’da Devrim

İş seyahatlerinde güvenlik ve sağlık en önde tutulması gereken faktörlerdir.  Sonuçta bazı dönemlerde nispeten riskli bölgelere seyahat etmeniz gerekebilir. Bende son dönemde Lübnan'da kaçırılan işadamımızın haberini medyada takip ettikten sonra, bu konuya değinmek ve aşağıdaki anıyı paylaşmak istedim.
 
Takım arkadaşımız 5 – 10 Nisan 2010 tarihleri arasında, tek başına Bişkek’e seyahat planlamıştı.  Bir hafta önce müşterilerimiz ile görüştü.  Randevularını aldı.  5 Nisan’da da Bişkek’e uçtu.  İlk iki gün her şey normaldi.  Her gün konuşuyorduk.  7 Nisan öğle saatlerinde aradı ve halkta hareketlilik olduğunu, bir araya toplandıklarını söyledi.  Hemen programına ara vermesini ve oteline dönmesini istedik.  Aynı anda dönüşünü ilk uçağa çevirdik (yaklaşık 14 saat sonra havalanacak).  Bu arada ben Türk – Kırgız İşadamları Derneği başkanı ile telefonda görüştüm.  Arkadaşım otel odasından havada uçuşan bazı molotof kokteyllerini görünce, şehir merkezinde kalmasının sakıncalı olabileceğini düşündük.  Bir müşterimiz kendisini ağırlamak üzere, şehir dışındaki evine çağırdı.  Böylece arkadaşımız olayların meydana geldiği şehir merkezinden uzaklaştı.  Ben Bişkek’teki ticari ataşemizi aradım.  Kendisini arkadaşımız ile bağlantıya geçirdim.  Olaylar ciddileşti.  Gece sokağa çıkma yasağı ilan edildi.  Hava sahası ulaşıma kapatıldığı için THY seferi iptal oldu.  Arkadaşımızda o gece Bişkekte, müşterimizin evinde konakladı.  Ertesi gün seferlerin yeniden başlaması ile geri döndü (9 Nisan 2010’daki sabah erken seferi ile).

O gece Bişkek’te ciddi bir yağmalama olduğunu öğrendik.  Özellikle Türk marketlerinde büyük zarar meydana gelmiş.  6 binden fazla bir Türk yaşadığı tahmin edilen Bişkek’te, vatandaşlarımıza karşı bir olay meydana gelmemiş.  Olaylardan sonra vatandaşlarımız, Bişkek’te kalmaya devam etti.  Kırgız müşterilerimiz, bu tip olayların her beş senede bir meydana geldiğini, endişelenecek bir şey olmadığını söylediler.  Hakikaten ticaretimizde herhangi bir aksama olmadı.  Müşterilerimiz paralarını her zamanki gibi gönderdiler, mallarını çektiler.  Hatta Nisan sonundaki İstanbul’daki fuara da planladıkları gibi geldiler.  Devlet başkanı ülkeyi terk etti, yeni bir Cumhurbaşkanı seçildi.
 
Bu olayların gerçekleşebileceği ne müşterilerimiz, ne de resmi kurumlar tarafından tahmin ediliyordu.  Ama sonuçta bir iş seyahati esnasında gerçekleşti.  Olayın pozitif tarafı, bu gibi durumlarda Türk Büyükelçiliği, eski zamanlara oranla çok daha aktif:  Kriz masaları kuruluyor, vatandaşlar için destek telefonları yayınlanıyor, vs.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder