Ben 2008’de
bir seyahat planlamış ancak iptal etmiştim.
O dönemde Tacikistan’da ciddi bir enerji problemi olduğunu
duymuştum. Hatta Duşanbe’de bombalı
birkaç saldırı olmuştu. Bölgeyi nispeten
iyi tanıyan bir arkadaşıma o dönemde güvenlik sorunu var mı diye sormuşum. Cevabı kısaca “kesinlikle yok, ama başka bir
şey de yok, ülkede para kıt, turistik gezi olur gidersen” demişti. Ben de ertelemiştim.
Duşanbe, Farsça
Perşembe anlamına geliyor, Tacikistan’ın başkenti. Ancak tarihi olarak İpek Yolu üzerinde yer
alan şehirlerden bir olan Hujand, sanayi ve ticaret olarak daha gelişmiş. Özbek sınırına yakın olan Hujand’da Özbek
nüfus oranı Duşanbe’ye göre çok daha fazla.
Tacikler Farsça konuşuyorlar. Bu özellikleri ile diğer Orta Asya
ülkelerinden ayrılıyorlar. Tabi eski bir
SSCB üyesi olarak, Rusça son derece yaygın.
Tacikistan’dan
dönerken, doğrusu beklediğim kadar fakir bir ülke ile karşılaşmadım. Diğer eski SSCB şehirlerinden farkı yoktu
gördüklerimin. Ancak diğerlerindeki
gelişim ve yeni altyapı da yoktu.
Diğerlerindeki kadar fazla olmasa da, Türk işadamları öncelikle inşaat,
daha sonra ticarette aktiflerdi.
Tesadüfen bizden hemen sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve işadamlarını
da kapsayacak heyeti, Duşanbe’ye geliyordu.
Türk okulları var. Ancak
Kırgızistan’daki gibi üniversite düzeyinde değil. Öte yandan ziyaret ettiğim firmalardan
üçünde, toplantı yaptıklarımın yakınları, Türkiye’de okuyordu.
Tacikler
gayet nazikler. Rus orjinli Tacik
vatandaşına hemen hemen hiç rastlamadık. Bayanların geleneksel kıyafetleri
tercih ettiklerini gözlemledim.
Baylar’da geleneksel şapkaları günlük hayatta kullanıyorlardı.
Ülkede doğa çok
etkileyici. Duşanbe’den Hujand’a uçarken
çok etkilendim. Dağlar muhteşemdi. Tabi bu uçak yolculuğundan ve uçtuğumuz uçaktan da ayrıca bahsetmem lazım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder