23 Nisan 2012 Pazartesi

İran Notarım

İran’a ilke seyahatimi Ağustos 2005’te Tahran’a giderek gerçekleştirdim.  Bu seyahatimde “İran İslam Cumhuriyeti” olarak o ana kadar hayal ettiğim ve beklediğimden çok farklı bir tablo ile karşılaşmıştım. 

·         Gazete ve televizyonlarda sık sık karşılaştığımız “molla” adı verilen ve devleti yöneten gruptan nerede ise kimseyi görmedim.  Sokaklarda gördüğüm halk arasında sakallı erkekler veya kara çarşaflı kadınlar nerede ise yok denecek kadar azdı,

·         Farsça’dan sonra konuşulan dil Azerice.  Nüfusun önemli bir bölümü Azeri kökenli (25 milyon). Bu da çarşıda, sokakta Türkçe konuşabilme ve anlaşabilme ihtimalini arttırıyor, ticaret genelde Azeri’lerin elinde,

·         Koyu İslam kuralları var ama teori her zaman pratikte geçerli olmuyor anladığım kadarı ile.  Telefon ile içki sipariş edilebildiğini ve kolayca temin edilebildiğini, birçok evde Amerikan bar bulunup, içinde her türlü hafif ve yüksek yüzdeli alkollü içecekler olduğunu duydum,

·         Belki de bu yüzden, iş yemekleri bizde olduğu gibi dışarıda değil, evde yeniyor,

·         Tahran’ın merkezinde büyük bir kapalı çarşı var, birçok mal Türkiye’den,

·         Sahte mal satan dükkanlar gördüğüm gibi, birçok Türk markasının (Mavi, Koton, Colin’s, İstiklal, Yataş vs) mağazaları da vardı,

·         Tahran nüfusu gündüz 20 Milyon’a kadar çıkarken, geceler, 12 Milyon olduğu söyleniyor,

·         Benin aklımda kalan İran’lıların yardımsever, nazik ve misafirperver oldukları,

2009 ve 2011 yılları arasında İran’a daha fazla gidip geldim.  Havalimanı dışında değişen çok fazla bir şey dikkatimi çekmedi. Son iki üç yıldır, şehre bayağı uzak olan IKA (Imam Khomeini Airport) kullanılıyor.

Yanlış hatırlamıyorsam Derberen (ya da Derbent), şehir kenarında dağ eteğinde çok cici bir mesire yeri.  Kafeler, restoranlar, piknik yerleri, kenardan akan dere çok hoş.  Bizim oturduğumuz kafede, İranlı bir kızın Avrupalı erkek arkadaşı ile rahat tavırları dikkatimi çekmişti.  Evet kafalarda örtü vardı (ki saçın yüzde 20’sini çoğu zaman anca kapıyordu) ama gerek kıyafetler, gerekse hareketler oldukça serbestti.  Yani genel olarak ya da gözüken katı bir İslami rejim var İran’da ama halkın benimsemediği, güncel hayata yansımadığı da bir gerçek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder